Ramazan Ayında Ziyaret Edilebilecek Camiler ve Mekânlar

​​​  

İbadetin, sabrın, rahmetin, paylaşmanın ve bereketin ayı Ramazan coşkuyla beklediğimiz çok özel bir dönem. Hem birlik olmanın hem de kendi içimize dönmenin huzurunu yaşadığımız bu ay aynı zamanda ülkemizin her köşesinde kutsal mekânların, camilerin ve türbelerin de en çok ziyaret edildiği zaman dilimi. Manevi değeri yüksek mekânların huzurunu hissetmek, aynı duygularla bir araya gelen insanlarla birlikte dua etmek hepimize iyi geliyor. Ancak bazı mekânlar var ki ihtişamları, hikâyeleri ve tarihleri ile bizi daha çok kendine çekiyor. Şimdi sizi İstanbul, Bursa ve Edirne’de küçük bir yolculuğa çıkarmak ve bu kadim şehirlerimizde Ramazan ayı boyunca ziyaret edebileceğiniz kutsal mekânları tanıtmak istiyoruz.

Ramazan’da İstanbul’da Ziyaret Edilecek 10 Yer

Sultanahmet Camii ve Sultanahmet Meydanı

 

İstanbul’da Ramazan deyince akla ilk gelen mekân hiç şüphesiz Sultanahmet Meydanı ve meydanın merkezi konumunda olan Sultanahmet Camii. 1609-1617 yılları arasında Sultan 1. Ahmed tarafından Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa’ya yaptırılan cami; tüm dünyada mavi, yeşil ve beyaz çinilerinin yanı sıra mavi kalem işi ile bezenmiş kubbeleri ile tanınıyor. Türkiye’de altı minaresi olan beş camiden biri olan Sultanahmet Camii, külliyesiyle birlikte en büyük tarihi yapı komplekslerinden birisi olma özelliğini taşıyor. Özellikle Ramazan ayında binlerce İstanbullu Sultanahmet Meydanını dolduruyor ve birlikte iftar yapmanın keyfini yaşıyor.

 

Ayasofya Camii

 

Ayasofya Camii sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli yapılarından birisi olma özelliğini taşıyor. 537 yılında beri ayakta olan bu muhteşem yapı, yüzyıllar boyunca hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için en kutsal ibadethanelerden birisi oldu. Uzun yıllar müze olarak ziyaret edilen yapı 2020 yılında tekrar ibadete açıldı.

 

Fatih Camii

İstanbul’un yedi tepesinden birisi olan Fatih Tepesi’nde konumlanan Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul’un fethinden sonra inşa edilen ilk cami olma özelliğine sahip. II. Mehmed tarafından yaptırılan ve inşası 1469 yılında tamamlanan caminin mimarı Atik Sinan olarak da bilinen Sinaüddin Yusuf bin Abdullah. Başta Fatih Sultan Mehmed'in türbesi olmak üzere, Osmanlı tarihinin birçok önemli isminin mezarı da burada bulunuyor.

Fatih Hırka-i Şerif Camii

Sultan Abdülmecid tarafından 1851 yılında inşa edilen Fatih Hırka-i Şerif Camii İstanbul’un dini folklorunda çok önemli bir yere sahip. Hz. Muhammed’in Veysel Karanî’ye verilmesini vasiyet ettiği söylenen hırkasının korunması ve ziyaret edilebilmesi için inşa edilen cami özellikle Ramazan ayında ziyaretçilerin akınına uğruyor.

Süleymaniye Camii

İstanbul’un siluetinin en dikkat çeken eserlerinden olan Süleymaniye Camii, Mimar Sinan’ın kalfalık dönemi eseri olarak da biliniyor. Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilen ve 1557 yılında ibadete açılan caminin dört minaresi Kanuni’nin İstanbul’un fethinden sonra başa geçen dördüncü padişah olduğunu, 10 şerefesi ise imparatorluğun onuncu padişahı olduğunu simgeliyor.

Eyüp Sultan Camii ve Türbesi

 

Avlusundaki ulu çınarları ziyaretçilerini büyüleyen, adeta zamanın durduğunu hissettiren Eyüp Sultan Camii ve Türbesi; Fatih Sultan Mehmet tarafından peygamberimizin bayraktarlığını yapan, onunla birlikte Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katılan, 7. yüzyılda İstanbul kuşatması sırasında şehit olan Eyyûb El-Ensârî adına yaptırıldı. Ramazan ayında İstanbul’un en çok ziyaret edilen mekânlarının başında gelen Eyüp Sultan Camii ve türbesi Hz. Muhammed’e ait olduğu kabul edilen ayak izlerinin muhafaza edildiği bir hücreyi de bünyesinde barındırıyor.

 

Helvai Yakub Efendi Türbesi

İstanbul, camileri kadar evliyaları ile de meşhur bir şehir. Helvacı Baba olarak da bilinen Helvai Yakub Efendi 1510-1589 yılları arasında yaşamış olan bir tasavvuf ehli. Rivayete göre her Cuma Şehzade Camii önünde helva dağıtan ama helvası hiç tükenmeyen Helvacı Baba’nın türbesi Vezneciler’de bulunuyor. Türbe ve bahçesinde bulunan cami hem Cuma günleri hem de Ramazan aylarında oldukça kalabalık oluyor.

Oruç Baba Türbesi

 

İstanbul’un Ramazan geleneklerinden birisi de hiç şüphesiz ilk iftarı Oruç Baba Türbesi’nde açmak. Şeyh Mustafa Zekâyî Efendi ya da nam-diğer Oruç Baba’nın hayatı hakkında anlatılan pek çok hikâye bulunuyor. Ancak yaygın olarak Oruç Baba’nın ilk iftarını Hızır Aleyhisselam ile birlikte bir yudum sirke ve zeytin tanesi yiyerek açtığına inanılıyor. Bu nedenle Şehremini’de bulunan türbesi her yıl özellikle Ramazan ayının ilk gününde dolup taşıyor.

Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi

1541-1628 yılları arasında yaşayan Aziz Mahmut Hüdayi’nin türbesi kurucusu olduğu Aziz Mahmud Hüdayi Külliyesi’nin içinde yer alıyor. Üsküdar’da bulunan türbe ve külliye yılın her döneminde ziyaretçi akınına uğruyor. Eserleri ile din ve tasavvuf alanında önemli bir etki oluşturmuş olan Aziz Mahmud Hüdayi’nin halk arasında İstanbul Boğazı’nı koruyan dört evliyadan birisi olduğuna inanılıyor.

Hz.Yuşa Türbesi

İstanbul’un manevi rotasında önemli bir yere sahip olan Hz. Yuşa Türbesi, Beykoz’da aynı adı taşıyan tepede yer alıyor. Tepenin, İstanbul’un ilk yerleşim yeri olduğu zamanlardan beri kutsal kabul edildiği ve ibadethaneler yapıldığı biliniyor. Tarihçiler mümkün olmadığını söylese de türbenin Hz. Musa’nın yardımcısı Yuşa ya da diğer adıyla Yeşu’ya ait olduğuna inanılıyor.

Ramazan’da Bursa’da Ziyaret Edilecek 5 Yer

Ulu Camii

 

Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan ve 1400 yılında tamamlanan Ulu Cami, yirmi kubbeli yapısıyla Türkiye'deki iç cemaat yeri en geniş cami olma özelliğini taşıyor. Bu ihtişamlı yapının minberinin yanında asılı olan Kabe kapısı örtüsü ise Yavuz Sulan Selim tarafından getirilmiş ve camiye hediye edilmiş.

Emir Sultan Camii

Bursa’ya gelenlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken mekânlardan birisi de eşsiz güzelliği ile Emir Sultan Camii. Uludağ eteklerinde bir tepede bulunan ve Yıldırım Beyazıt’ın kızı Hundi Fatma Hatun tarafından bir İslam alimi olan kocası Emir Sultan adına yaptırılan cami farklı mimarisi ve atmosferi ile bütün ziyaretçilerini etkiliyor.

Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri

Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu olan Osman Gazi’nin ve oğlu Orhan Gazi’nin türbeleri Bursa’nın inanç ve kültür rotasında çok önemli bir yere sahip. Osman Gazi’nin ebedi istirahatgâhı, Bursa’nın fethinden sonra kendi vasiyetiyle “Gümüşlü Kümbet“ olarak da bilinen Saint Elie adlı Bizans Manastırı'nın şapeli üzerine inşa edilen türbeye defnedilmiş. Zamanla oğlu Orhan Bey tarafından Orhan Medresesi ve Orhan Camii’ne dönüştürülen alan Orhan Gazi’nin türbesine de ev sahipliği yapıyor.

Yeşil Türbe ve Külliyesi

Yeşil Türbe, turkuaz ve yeşil çinileriyle Bursa’nın hemen her yerinden görülebilecek yüksek bir konumda bulunuyor. I. Beyazıt’ın oğlu Çelebi Mehmet tarafından 1421 yılında yaptırılan türbenin içinde toplam dokuz sanduka bulunuyor. İçi ve dışı tamamen çinilerle kaplı olan türbeyi farklı kılan bir diğer özelliği de aynı külliye içinde yer alan Yeşil Cami’den daha yüksekte inşa edilmiş olması. Osmanlı mimari geleneğinde benzeri olmayan bu durumun, zorlu bir dönemden çıkan imparatorluğun eski gücüne kavuştuğunu simgelediği düşünülüyor.

Muradiye Külliyesi

Bursa’da takip edeceğiniz manevi rotanın önemli noktalarından birisi de adını verdiği semtte yer alan Muradiye Külliyesi. Bu büyük kompleks Muradiye Camii, hamam, medrese, imaret ve on iki türbeden oluşuyor. Külliyenin merkezinde yer alan ve II. Murad tarafından 15. yüzyılın ilk yarısında inşa edilen Muradiye Camii Bursa’da inşa edilen son sultan camisi olma özelliğini taşıyor.

Ramazan’da Edirne’de Ziyaret Edilecek 5 Yer

Selimiye Camii

 

Konumu ve mimarisi ile benzersiz ve son derece etkileyici olan Selimiye Camii, Mimar Sinan’ın ustalık dönemi eseri olarak kabul ediliyor. II. Selim tarafından yaptırılan ve ölümünün ardından 1575 yılında ibadete açılan caminin dört köşesinde yer alan minareleri alemleriyle birlikte 85,67 metreye ulaşıyor ve en görkemli minare örnekleri arasında yer alıyor.

Eski Camii

Edirne’nin ilk ulu camisi olan Eski Cami, Osmanlı Padişahlarından III. Mustafa ve II.Ahmet’in kılıç kuşandığı cami olarak biliniyor. Yapımı Çelebi Mehmet döneminde, 1414 yılında tamamlanan camide bu gelenek hâlâ yaşatılıyor ve imamlar Cuma hutbelerine kılıçla çıkıyor.

II. Beyazıt Camii ve Külliyesi

Sultan II. Beyazıt tarafından başkent Edirne’ye bir darüşşifa kazandırmak amacıyla Mimar Hayreddin’e yaptırılan külliye, Tunca Nehri kıyısında yer alıyor. Yapımı 1488’de tamamlanan ve oldukça geniş bir alana yayılmış olan külliyenin bünyesinde II. Beyazıt Camii, imaret, mutfak, medrese, değirmen, erzak ambarları, darüşşifa, köprü ve hamam bulunuyor. Darüşşifa ve tıp medresesi günümüzde Sağlık Müzesi olarak gezilebiliyor.

Muradiye Camisi

Edirne’de Sarayiçi’ne hakim bir tepede bulunan Muradiye Camii’nin II. Murad tarafından yaptırıldığı bilinmesine rağmen yapım yılı ile ilgili net bir bilgi bulunmuyor. Vakfiyesinde bulunan kaynaklardan 1426 yılında tamamlandığı tahmin ediliyor. Son derece yalın ancak etkileyici bir dış cepheye sahip olan caminin mihrap ve duvarlarını kaplayan çiniler ise Türk çini sanatının en güzel örneklerinden kabul ediliyor.

Gazi Mihal Camii

Edirne’nin camilerinin her biri konumları, mimarileri ve etkileyici çevre düzenlemeleri ile ziyaretçilerini etkisi altına alıyor. Tunca Nehri kıyısında , Gazi Mihal Beylerbeyliği Köprüsü'nün hemen yanında bulunan Gazi Mihal Camii de mutlaka ziyaret etmeniz gereken mekânlardan birisi. Caminin 1422 yılında Mihal Bey tarafından yaptırıldığı biliniyor. Soğan boğumlu taş külaha sahip minaresi, benzerleri arasında günümüze ulaşan tek ve en iyi örnek olarak kabul ediliyor.

İlginizi Çekebilir​